Kayıtlar

Yürüyorum

Resim
Yürüyorum sokaklarda... Gecenin bir yarısında. Yağmur damlacıkları durdurmaya çalışıyor beni Soğuk yüzüme vuruyor Ve ellerim üşüyor Kalbim kırık, her şeye rağmen yürüyorum. Karanlığa inat sokak lambaları hala yanıyor. Etrafta kimseler yok, Derin sessizliğin içinde ne çığlıklar var kimse bilmiyor. Yaprakların düşüş sesi geliyor kulağıma. Rüzgar, yaprakları sürükleyip götürüyor. Keşke beni sürüklesen diye sesleniyorum rüzgara. Üstümde kara bulutlar, Ellerim cebimde, yürüyorum... Bütün kapılar kapalı, Sokaklar beni içine çekiyor. Yerler ıslak, Ara sokaklar... Kimsenin bilmediği, kimsenin gitmediği ıssız yerlere gidiyorum Herkesin hissettiği bir pişmanlığı fısıldıyorum sonra ; ‘keşke’... Yavaş yavaş hava aydınlanıyor Kara bulutlar çekiliyor üstümden Güneş uyandırıyor günü yavaş yavaş İnsanlar görünmeye başlıyor ardından Alarm sesleri kayıyor sokaklara Etrafta bir panik ve toprak kokusu... Anlıyorum ki sensiz yeni bir gün daha başlı

Henüz

Resim
Merdivenlerim var benim, Çıka çıka bitiremediğim. Daha hedefe varamadığım şeyler var, Zirveyi görmediğim dağlarım. Yazmadığım şiirler var hala, Yaza yaza bitiremediğim. Aklıma gelmeyen çok şey var daha, Kalemime henüz dökemedğim. Kimsenin bilmediği sırlarım var, Kendimden bile sakladığım. Ve içimde, derinlerde bir yerlerde, Bir şeyler var, henüz keşfedemediğim. Güler yüzümün altında bir iç var, İçim içim yanan bir şeyler. Dinmeyen acılarım, Tatmadığım mutluluklarım. Geze geze bitiremediğim yollarım var benim, Kimsesiz sokaklarım, bana eşlik eden yalnızlığım. Henüz dolaşmadığım şehirlerim var benim, Kokusunu almadığım denizlerim. Dinlemediğim şarkılar, Henüz dökmediğim gözyaşlarım var. Göz göre göre vazgeçtiğim şeylerim, Daha yaşamadığım anılarım var. Anlatmak isteyip de anlatamadığım, Söylemek isteyip de söyleyemediğim çok şey var aslında. İçimde sen varsın ya sevdiğim, Seve seve bitiremediğim.

Sonbahar hissi

Resim
Rüzgarıyla birlikte hüznünü de getirdi yine, sonbahar. Yapraklar uçuşturmaya başladı insanın içinde. Yavaş yavaş hissettiriyor soğuğunu ve damla damla yağıyor üstümüze yalnızlığı. Derinlerde bir yerde saklıyor tohumlarını, unutmamak için ilkbaharı.  Bir maratona hazırlıyor, bir düzeni hatırlatıyor. Bir senenin bitişini ve bir senenin başlangıcını sorgulatıyor. Bu anları yaşarken yine çok uzun gibi geliyor aldığmız her nefes; fakat güneş doğsa da içimize, yıldızsız kalsak da bir gecede, ‘geçmiş’ olduğu sürece kısalıyor sanki zaman. ‘ne çabuk geldi geçti bu sonbahar da...’

Mutsuzluuğun asıl nedeni

Resim
Mutsuzluğun asıl nedeni önce kabullenememek sonra da alışamamaktır. Bir şeyi ne olursa olsun değiştiremiyorsak, onu kabullenip daha sonra alışıp mutlu olmanın yollarını ararız. En üzücü şey örneğin; ölüm, kaybediş. Yokluğu, o boşluğu kabullenemeyiz. Nasıl yani? Deriz. Daha dün burada uyuyordu, bana gülümsedi... anılar, geçirilen anlar... uzun süren bir boşluk, daha sonra alışamama süreci.onunla  Yapılan planlar.. önce hatıralar,daha sonra hayaller.. son. Ardında kalan pişmanlıklar.. Şuan bunu yazıyorum ve zaman akıyor. Yaşadıkça hep yaşayacağız gibi geliyor ama unutuyoruz her şeyde olduğu gibi ‘son’u. Düşünmüyoruz çoğu zaman, kalpleri kırıyoruz.  Doyamıyoruz hiçbir zaman. Pişman olacağımızı bildiğimiz halde yapıyoruz bazı şeyleri, bazen de yapmadığımıza pişman oluyoruz. Git gide hayat bize uyum sağlayacağına, biz hayata uyum sağlıyoruz. Farklı yaşayan biri varsa da garipsiyoruz. Koşuşturma içinde öldürüyoruz içimizdeki tutkuları. Bir şey bekliyoruz çoğu zaman bir şey. P

Köklerimizden gelen seçimler

Resim
Seçim yapmazsanız, bütün ihtimaller mümkündür diyor bir filmde. Bütün ihtimaller, farklı sonuçlar doğurur. Kimisi seçerken çok güzel görünse de, sonu faciadır. Kimisi çok kötü görünse de sonu muhteşemdir. Sonucu ne olursa olsun, hepsi hayatımızda izler bırakır. Ve eğer elimizdeki ihtimalleri beğenmezsek, o zaman yeni ihtimaller yaratırız kendimize. Yeni yollar çizeriz. Peki seçim yapmakta ne kadar özgürüz ? Tutkularımızın peşinden koşacak kadar cesur muyuz, çok istiyor muyuz ?  yaşam, sorumlulukları beraber getirir. Ve tabii alacağımız kararlar da. Bu yüzden bunlar bizi yeterince özgür yapmaz. Hele  ki alacağımız kararlar başkalarını da etkiliyorsa. Veya korkular. Eğer korkuyorsak, geri çekiliriz.  İnsanların doğuştan gelen korkuları var mıdır ? onları korumaya yönelik. Hayvanlarda olduğu gibi mesela, içgüdüsel. Hiçbir şeyden korkmamak gerçekten mümkün müdür ? Bence mümkün değildir çünkü her insanın zayıf olduğu bir nokta vardır.  Ağaç kökleri gibi, toprak üstünde de

Nedir bu 'utepils' ?

Nedir bu ‘utepils’ ?  Türkçe’ ye çevrilemeyen sözcükler arasında, Norveççe bir kelimedir. Elinizde biranız ile güneşli bir günün tadını çıkarmak anlamına gelir. Peki neden ‘utepils’ ? Güneşli veya yağmurlu bir gün farketmez, aldığım her nefesin tadını çıkarmaya çalışanlardanım ve bu halimi siteme yansıtmak istedim :)